Bilindiği üzere, 24.06.20 tarihinde 31165 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanun ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da, bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda düzenlemeye gidilen hususlardan önemli olanları incelemek gerekmektedir. Zira, her ne kadar piyasanın serbestliği esas olsa da yapılan bazı değişikliklerin uygulamada şirketler için ciddi sorunlara yol açabileceği açıktır.
Bu kapsamda, özellikle değinilmesi gereken ve açıklık getirilmesinde yarar olacak asıl konuların Rekabet Kurulu’nun işleyişi ve iç düzeninde gidilen yeniliklerden ziyade piyasadaki şirketler hakkında gidilen yeniliklerdir.
4054 sayılı kanun Madde 7 Şirket Birleşme ve Devralmaları ile ilgili olup yapılan değişiklik kapsamında, birleşme ve devralma işlemlerinin sonucunda ortaya çıkabilecek etkiler yalnızca piyasada hakim durumu yaratma açısından değil; piyasadaki rekabetin azalması kapsamında da değerlendirilecek ve önemli bir azalmaya sebebiyet veren birleşme ve devralmalar ihlal sayılacaktır.
Dolayısıyla, bu birleşme ve devralma işlemlerinin piyasada rekabetin azalmasına yol açacak nitelikte olması ihlal için artık yeterlidir. Bu yüzden birleşme ve devralma yapılırken, işlemin serbest piyasada yaratabileceği etkiler de yukarıda bahsedilen yasak ve aykırılık bağlamında önceden dikkatlice incelenmelidir.
Şirket birleşme ve devralmaları sonucunda piyasadaki rekabeti azalması ve/veya bozulması durumunda ise alınacak tedbirler genişletirmiştir.
Nitekim, değişikliğe dair kanun Madde 3 kapsamında getirilen düzenlemeyle; Rekabet kuruluna hali hazırda kanunda var olan davranışsal tedbirlerin yanı sıra yapısal tedbirlerin de uygulanması yönünde yetki verilmiştir.
Bu bağlamda, Rekabet Kurulu’nun, şirketlerin malvarlığının, ortaklık paylarının ve faaliyetlerinin başka şirkete devredilmesi, şirketlerin bölünmesi gibi büyük ve ciddi düzenlemeler adına karar verebilmesinin yolu açılmıştır.
Burada kanun her ne kadar kademeli bir tedbir düzenlemesi sunmuş olsa da başka deyişle, yapısal tedbirlere başvurulması için öncelikle belli faaliyet kısıtlamaları şeklinde tezahür eden davranışsal tedbirlerin uygulanmış ve sonuç vermemiş olması gerekse de, şirketin bölünmesine kadar gidebilecek bir tedbir düzenlemesinin getirilmesi önem arz etmektedir.
Bunlar dışında genel düzenlemelerden olan yerinde incelemeye hakkında 15. Maddeye yapılan ekleme vasıtasıyla, yerinde incelemenin hatları belirlenmiştir. Bu bakımdan, Rekabet Kurulu’ndan gelecek uzmanlar şirket defterlerini fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilecek ve hatta bu belgelerin fiziki kopyalarını alabileceklerdir.
Bu tehlikeli değişiklikler yanında, yeni kanunla şirketler açısından bazı avantajlı düzenlemelere de yer verilmiştir. Örneğin, 41. Maddede yapılan değişiklik neticesinde, Rekabet Kurulu, piyasada rekabeti önemli derecede kısıtlamayan uyumlu eylem ve anlaşmalar, açık ve ağır ihlal oluşturmadığı müddetçe, bunları soruşturma konusu yapmayacaktır. Bu durumun da aslında usul ekonomisini desteklediği görülmektedir.
Benzer şekilde olumlu düzenlerden biri de yeni kanun Madde 10 ile getirilmiştir: 45. Madde kapsamında yine genel düzenlemelerden olan soruşturma safhası sonunda hazırlanan rapora, 30 gün olarak gösterilen cevap verme süresi haklı gerekçeler dahilinde, bir defaya mahsus olarak en fazla 30 gün olmak üzere uzatılması talep edilebilecektir. Bu bağlamda, şirketler haklı gerekçelerin yalnızca çerçeve olarak belirlendiği ve içeriği kanunda belirtilmediği için cevap verme süresinin aşılmaması açısından özenli davranması gerekmektedir.
Yine, madde 43’te yapılan değişiklik ile devam etmekte olan ön araştırma veya soruşturma sürecinde şirketler Rekabet Kurulu’na taahhüt sunabilecektir. Bu şirketler açısından büyük bir gelişmedir. Nitekim, Rekabet Kurulu taahhüdün, açık ve ağır ihlal sonucu oluşan sorunlar dışındaki sorunları giderme konusunda yeterli olduğuna karar verirse şirket hakkında soruşturma açmayacak veya süregelen soruşturma varsa sona erdirilmesine karar verebilecektir. Bunlara ek olarak, aynı maddeye uzlaşma süreci eklenmiştir. Soruşturma sürecinde ilgili şirketlerin talebi üzerine veya Rekabet Kurulu tarafından, ihlalin kapsamı da göz önünde bulundurularak, uzlaşma süreci başlatılabilecektir. Rekabet Kurulu’nun belirleyeceği süre içinde uzlaşma sağlandığı taktirde hükmedilecek idari para cezasında 25% oranına kadar indirim yapılması da mümkün kılınmıştır. Üstelik, uzlaşma süreci neticelendikten sonra taraflar uzlaşma metni veya hükmedilmiş idari para cezasını dava konusu yapamayacaklardır.
Sonuç olarak, Değişikliğe Dair Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’da yapılan türlü değişiklikler doğrultusunda, çeşitli hususlarda olumlu yenilikler getirilmesine karşın büyük yaptırımlara yer verilmesi şirketlerin neredeyse tüm işlemleri gerçekleştirirken 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un da göz önünde tutulması ve bu bağlamda piyasayı etkilemesi muhtemel davranışların yapılması aşamasında çok dikkatli olunması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
Küçükislamoğlu Partners
24.06.2020 De Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da Yapılan Değişikliklere Dair
Amendments In The Law Of The Protection Of Competition On 24.06.2020
Eda ATASÜ, Dilara ATILGAN