Makaleler

Hukuki Açıdan COVID-19

Çin’in Wuhan kentinde doğan ve hızla tüm dünyaya yayılan COVID-19 hayatımızı önemli ölçüde etkilemeye devam ediyor. Özellikle ekonominin bozulması ile birlikte hukuk alanında da etkileri gün geçtikçe artarak görülüyor. Ticaret hukuku başta olmak üzere, hukukun her alanında önemli değişiklikleri izliyoruz. Hatta bir yandan infaz kanununda yapılan değişiklik ile ceza hukukuna etki ederken, diğer yandan karantina sonrası boşanma oranlarının artması ile aile hukukuna kadar etki ettiğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, “Yeni Normal” kavramını sıklıkla duymaya başladık. Peki, nedir bu “Yeni Normal”? Hukuk dünyasına etkisini nasıl bekliyoruz?

Yeni Normal
  Covid-19 pandemisi hayatımızın pek çok alanında etkilerini gösteriyor. Pandemi ile birlikte pek çoğumuz evden çalışma metodunu uygulamaya başladı. Bu durum İş Hukuku bakımından pek çok soruyu beraberinde getirdi. İşçi evden çalışmaya ya da ofise gelmeye zorlanabilir mi, yan haklar ödenmeye devam edilmeli mi, fesih nasıl mümkün olacak gibi pek çok soru soruldu ve sorulmaya devam ediyor. Bu sorulara cevaplarımızı önceki makale ve bilgi notlarımız ile vermiştik. Bugün ise bu durumun hukuk dünyasına etkisini konuşuyoruz. Kanunlara getirilen geçici maddelerin yorumlanması ya da somut olaya ve mücbir sebep haline göre olayın değerlendirilmesi önem kazandı. Bilgiden çok yorum yeteneği öne çıkmaya başladı da diyebiliriz. Aslında işinin ehli hukukçular olayın başından beri bu olduğunun farkında ve bu anlamda çalışmaya çoktan başlamışlardı. Bazı ofisler, haftanın belirli günlerini evden çalışma günü belirlemişti ve bu çalışma düzenine aşinaydı. Bu dönemde de bu ofisler zorlanmadan adaptasyonu sağladı. Diğer yandan, geleneksel yöntemlerden vazgeçemeyen hukukçular ciddi bir bocalama dönemine girdi.

Bunun yanında, adliyelerin kapatılması, icra ve dava hukukunu durma noktasına getirdi. Danışmanlık faaliyetleri ise yavaşlamalara rağmen aynı yoğunlukta devam etti. Bu da yalnızca icra ve dava hukuku yaparak ayakta kalabileceğini düşünen ofislere bir darbe oldu. Öte yandan, adliyelerin fiziken kapatılması halinde dijital ortamda işlerin yürütülemeyeceği gözlemlendi. Bu doğrultuda, gerekli dijitalleşme çalışmalarının yapılmasını temenni ediyoruz.

Danışmanlık faaliyetlerine değinmişken, yoğunlaştığı alanları belirtmekte fayda olduğu kanaatindeyiz. Özellikle pandeminin başından itibaren iş ve sosyal güvenlik hukuku zirvedeydi. Hemen ardından sözleşmelerde mücbir sebep ile ticaret hukuku ve vergi hukuku geldi. Finansman projeleri olan müvekkiller kredileri ile ilgili danışmanlık almak istedi. Bizi asıl şaşırtan ise, yatırımcıların işlerini beklediğimiz ölçüde askıya almaması oldu.

Son olarak, eğitim ve işe alım süreçlerinin etkilendiğini söylemek gerekiyor. Online eğitime dönülmesi ve hatta hukuk fakültesi sınavlarının online yapılması oldukça büyük ve önemli bir adım. Oldukça katı bir eğitim anlayışıyla yoğrulan hukuk fakültesi eğitiminde -zorunlu da olsa- çağa ayak uydurma çabaları görmek bizleri sevindirdi. Diğer yandan, işe alım süreçlerinin Skype, Zoom gibi platformlar üzerinden de yapılabileceğinin insan kaynakları uzmanlarınca anlaşılmasının, fırsat eşitliği bakımından önem arz ettiğini düşünüyoruz.

Umuyoruz ki, “Yeni Normal” başta bireysel farkındalık ile yeni ve daha adil bir düzeni beraberinde getirir.

Hukuki Açıdan COVID-19

The Legal Aspects Of COVID-19

Deniz HANÇER

Managing Attorney